Powered By Blogger

29 Nisan 2013 Pazartesi

0073- ( 1 ) HERTELDEN - Ruhlarımız Geride Kaldı...

Afrika'da kayıp bir şehri aramakta olan arkeologlar, beraberlerindeki eşya ve yükü hayvanların ve yerlilerin yardımı ile taşıyarak, uzun yolculuklarında ilerliyorlardı. Kafile zor doğa koşullarında, balta girmemiş ormanların içinde ilerleyerek, nehirleri, çağlayanları geçerek, yolculuklarına günlerce devam etmişler. Fakat günlerden bir gün, yerlilerin bir kısmı, birden durmuşlar. Taşıdıkları yükü yere indirip, hiç konuşmadan beklemeye başlamışlar.  Ulaşmak istediklere yere, bir an önce ulaşmak isteyen batılı arkeologlar, bu duruma bir anlam veremeyip, zaman kaybettiklerini, bir an önce yola devam etmeleri gerektiğini anlatarak, yerlilerin neden durduklarını öğrenmek istemişler. Fakat yerliler, büyük bir suskunluk içinde sadece bekliyorlarmış. Bu anlaşılmaz durumu, yerlilerin dilinden anlayan rehber, onlarla konuştuktan sonra şöyle ifade etmiş: "Çok hızlı gidiyoruz, ruhlarımız geride kalıyor!" 

Modern şehir hayatının ve çağımızın en büyük sorunlarından biri, "Hızlı ve sonu bir türlü gelmeyecek olan, hedeflere doğru çılgınca koşuşturmak."  Koşuştururken de etraftaki ayrıntıları manzaraları, mutlulukları, hayata dair yaşanası pek çok güzelliği görememek ve kaçırmak... Yaşanan  yığınla drama, saçmalığa ve ilkelliğe seyirci kalmak, duyarsızca sadece bakıp geçmek ve gitmek...

Halbuki, durup ruhlarımızı beklemeli, müziği duymaya çalışmalı, yavaş dans etmek için çaba göstermeli, her günün bitiminde yatağa uzanıp "kendimize doğru bakmalıyız!."

Kaynak:  Kampus, Sadık Gültekin, 4 Aralık 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder