Powered By Blogger

26 Haziran 2013 Çarşamba

0103- ( 19 ) HERTELDEN - İlim Üzerine Veciz Sözler



  1. Allah'ın çok sevdiği bir elbise vardır ki, o da ilim elbisesidir. Hz. Ömer
  2. Mes'uliyet sahibi olmadan evvel, ilminizi tamamlayınız. Hz. Ömer
  3. İnsandan maksat ilimdir Mevlana
  4. Bilgi, amelden önce gelir. Mevlana
  5. İlim, her şeyi layık olduğu yere koymaktır. Mevlana
  6. Öğretmen emindir ve Allah vekilidir. Mevlana
  7. Cahilin sonradan göreceğini, alim evvelden görür. Mevlana
  8. İlimle gidilmeyen yolun sonu yoktur. Hacı Bayram Veli
  9. Gönüllerin sultanı olmak, alemlerin sultanı olmaktan iyidir. Bu da ilimle olur. Şems
  10. İlmi arayacaksın, elde edeceksin, üzerinde duracaksın, etraflı düşüneceksin, zenginleştireceksin, bildiklerini de öğreteceksin. Fakat karşılığında bir şey almayacaksın. İmam-ı Gazali
  11. Öğretmenin ilmiyle ameli bir olmalıdır. İmam-ı Gazali
  12. İlmi olmayanın, ameli de olmaz. Feridettin-i Attar
  13. İlme nihayetsiz sevgi göster. Feridettin-i Attar
  14. İnsanın gayesi, ruhun yiyeceği olan ilimleri aramaktır. A. İskenderiye
  15. Yüzyılların en kötüsü, içtihat kapılarının kapanması, fikir hareketlerinin duraklaması, keşif ve ilham ışıklarının sönmesi ve müşahede yollarının tıkandığı yüzyıllardır. Şehabettin-i Yahya 
  16. İlmin, alime nispeti ne ise, hayatın canlıya nispeti o dur. Muhittin-i Arabi
  17. Yazmayı bilmeyen, hiç değilse kalem tıraş etsin. Nizami
  18. Hocanın cefası, babanın sevgisinden iyidir. Sadi
  19. Dinimiz ve islam alimleri, ilme bu kadar önem verdikleri halde, okumamakta, bu kadar ısrara akıl ermiyor. Sadi 
Kaynak:  Öğren ve Öğret, Muhsin Yalçınkaya

0102- ( 11) HERTELDEN - Hz. Ali'den İlim Üzerine Sözler


  1. Çocuklarınızı kendi devrinize göre değil, onların yaşayacakları devre göre yetiştiriniz. Onlar sizin yaşadığınız zamandan başka bir zaman için yaratılmışlardır.
  2. İlim öğreten anadan da babadan da üstündür.
  3. İlim maldan üstündür. Mal harcadıkça azalır, ilim artar.
  4. Malı sahibi korur, ilim sahibini korur.
  5. Cehaletten daha kötü bir hastalık yoktur.
  6. Alim ölmez, daima diridir.
  7. Her şeyin bir yaması vardır. Cehaletin yoktur.
  8. Aklı din, dini de ilim çerçevelemeli ki, ikisinden de faydalanılsın.
  9. Müşavereyi terkeden, doğru yolu bulamaz.
  10. Yabancı dil öğreniniz ve öğretiniz.
  11. İlimden gaye, kendini bilmektir. 
Kaynak:  Öğren ve Öğret, Muhsin Yalçınkaya

24 Haziran 2013 Pazartesi

0101- ( 1 ) HERTELDEN - İlim

İslamiyetin en çok önem verdiği şey, ilimdir. İslamiyetle ilmi ayırmak mümkün değildir. İslamiyet denince ilim, ilim denince İslamiyet anlaşılır. Çünkü: Allah (c.c.) 2/31 ayetinde ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem'e "İlim verdim ve her şeyin ismini öğrettim" buyururken, son peygamberi olan Hz. Muhammed'e de ilk emri "OKU! Rabbin İnsanı kan pıhtısından meydana getirenin adıyla  "OKU! Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. Kalemle yazı yazmayı öğreten O'dur. İnsanlara bilmediklerini O öğretti. Okumamaktan sakın, çünkü insan muhakkak azar." (96/1-7) olmuş ve ikisi arasında gelmiş geçmiş bütün peygamberlerine de ilim verdiğini bildirmiştir.

Allah (c.c.) bir hadisi kudsilerinde "Bilerek ibadet isterim" buyururlarken, diğer bir hadisi kudsilerinde de "Beni bulmak ilimledir" buyurmuşlardır. Allah'a yaklaşmak ilimle olacağına ve ilimsiz ibadet kabul edilmeyeceğine göre, neden Kur'an'ın müspet ilimlerle alakalı ayetlerinin üzerinde hiç durulmadığına akıl erdirmek çok zor.

Dinin tarihi gibi ilmin tarihi de insanla başlamıştır. Güneş'i Ay'ı Dünya'yı ve bunların arasındakileri emrimize verdiğini, bunlardan en iyi şekilde yararlanmamız için de akıl ve idraki lütfettiğini bildiren Allah (c.c.) gafletten uyanın, buyuruyor. Zamanın akışını durdurmak insan gücünün dışındadır. Bu akışı takip ise, ilimledir. İlmi olmayan durur, duran da geriler, demektedir ki, bu durum Allah'ın emirlerine ve yaratılmamızdaki gayeye ters düşer. İnsan; maddi ve manevi taraflarını çok iyi bilmelidir. "Kendini bilen Allah'ını bilir, Allah'ını bilen de herşeyi bilir" sözünün kavramı içinde, insan kendiyle birlikte, etrafındaki canlı ve cansız herşeyi en iyi şekilde inceleyecek, onların sırlarını öğrenecek, ve onlardan en iyi şekilde yararlanacaktır. Bunun için de daima okuyacağız, okuyacağız ve okuyacağız...

Allah (c.c), "Bilenle bilmeyen bir olur mu?" (35/19) buyururken, Efendimiz de, "Müslüman öğretici, öğrenici veya dinleyici olur", diyorlar. Her insan Allah'ın azametini, yüceliğini, kudret ve kuvvetini, ilmi nispetinde anlar. Bunun için Allah (c.c.) "Kullarım içinde benden en fazla alimler korkar" buyurmuşlardır (35/28). Biz, bizi yaratanın ilk emrine uymayacağız, sonra da Müslümanız, diye gezeceğiz. Olmaz böyle şey. Gelmiş geçmiş ve şu anda milliyeti ne olursa olsun, hakiki ilim adamlarından Allah'ı tanımayan birini gösterebilir misiniz? Allah (c.c.) Efendimize: "Rabbim İlmimi artır" diye dua etmesini emrediyor. (20/114). Bir düşünelim. Alimlerin alimi, kamillerin kamilini yaratan ve hocası olan Allah (c.c.) sevgili habibine ilmimi artır, diye dua etmesini emrediyor.

10/39 "Onlar ilimleri ile kavrayamadıkları şeyleri yalan sayarlar. Evvelkiler de peygamberlerini böyle tekzip etmişlerdi, zalimlerin sonları ne oldu?" Bu tarihçe malum. İslam uluslarının bugünkü durumları, Kur'an'ın emirlerinden uzaklaşmalarıdır.

5/63 "İlim sahiplerinin, kötülüklerden korunmaları için, halkı uyarmaları görevleri değil midir?"

6/143 "Doğru sözlü iseniz, bana bilgiye dayanarak cevap veriniz."

12/76 "Her ilim sahibinin üstünde, bir bilen bulunur."

58/11 "İlim verilenler, ilimlerine göre amel ederlerse, dereceleri artar."

2/44 "Ey alimler! Başkasına iyilik yapmayı emrettiğiniz halde, kendiniz bunu yapmazsınız?"

21/7 "Bilmediğinizi ehline sorun."

29/43 "Örneklerimizi ancak ilim ve iz'an sahipleri anlarlar."

27/75 "Kur'an'da hiç bir şeyi eksik bırakmadım. Göklerde ve yerde hiçbir şey yoktur ki, Kur'an'da olmasın" buyurmaktadır.

Yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere, Kur'an yalnız ibadet, ahlak, evlenme, boşanma, verasetten bahsetmediğine ve her ilmi kendinde topladığına, Allah da "Kulum benden ne isterse, o kuluma onu veririm" buyurduğuna göre, Allah'tan istenecek şey, ilmin her türlüsü değil miydi? Manevi tarafımızı anlamak çok zor, hiç olmazsa maddi yönümüzü bir bilebilsek. İnsan denen fabrikanın kuruluşunu, çalışma sistemini, bu fabrikayı meydana getiren parçaların görevlerini, bu işleri nasıl yaptıklarını, birbirleriyle olan bağlantılarını, bozulma sebeplerini, hastalık ve tedavi usüllerini ne kadar iyi bilirsek, hayvan ve bitki hastalıklarını da aynı derecede bileceğimizden, mücadelemizde en kısa zamanda, neticeyi almak mümkün olacaktır. Diğer ilim kollarında da durum aynıdır. Bu konularda, ne istenildiği gibi çalışılmış ve ne de diğer uluslar tarafından bu yollardaki çalışmalardan istifade etmişiz. Gavur icadı olan şeyi kullanmayın! Bu sözü İslamlıkla ve insanlıkla bağdaştırmak mümkün müdür? Her ilim, Allah'ın ilmidir. Onlar, Allah'tan onu istemişler, Allah da lütfetmiş.

Kaynak:  Öğren ve Öğret Muhsin Yalçınkaya





0100- ( 15 ) HERTELDEN - İlim, Üzerine Hadisler II


  1. İlimsiz amel, meyvesiz ağaç gibidir.
  2. İlim istemek, her mümin üzerine farzdır.
  3. İlim hazinedir, anahtarı da sormaktır.
  4. İlim ibadetten iyidir. İlim herkese, ibadet kendinedir.
  5. İlim sahibi olunuz, nakil sahibi olmayınız.
  6. Güzel soru, bilginin yarısıdır.
  7. İlmi, hayır için isteyiniz.
  8. Ölümle her şey biter. Bitmeyen; bırakılan eser, alim evlat ve umumun menfaati için yapılan hayırlardır.
  9. İnsanlar, bir tarağın dişleri gibidir.
  10. Vatan sevgisi, imandandır.
  11. İslamda, ruhbanlık yoktur. 
  12. Allah, hak ve adaletle idare edenleri sever. 
  13. Bir cihattan dönüşte; Hz. Muhammed, "Asıl cihat şimdi başlıyor" demiş. 'Nasıl olur efendim' diyenlere, "Asıl cihat, insanın nefsiyle mücadelesidir" diyerek cevap vermiştir.
  14. Evlilik, ibadet, yuva mabettir.
Kaynak:  Öğren ve Öğret, Muhsin Yalçınkaya ve Muhtelif Kaynaklardan alınmıştır.

0099- ( 20 ) HERTELDEN - İlim, Üzerine Hadisler I


  1. Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.
  2. İlim, Çin'de de olsa gidip alınız.
  3. İlim, müminin yitik malıdır, nerede bulsa alır.
  4. İlim, kadın-erkek her Müslümana farzdır.
  5. İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.
  6. Mümin, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir.
  7. Alimin mürekkebi, şehidin kanından ağır gelecektir.
  8. Alimin uykusu, cahilin ibadetinden iyidir.
  9. İlim öğrenmede haris olunuz.
  10. Alimle oturup konuşmak ibadet yerine geçer.
  11. İlim öğrenmekle geçen üç gün, oruç tutmakla geçirilen üç aydan daha iyidir.
  12. Kendini ilme veren fani, bakidir.
  13. İlmi, yazı ile bağlayınız.
  14. Her mucizenin ve sanatın başı ilimdir.
  15. Allah'ın en büyük affı, bildiğini öğretenedir.
  16. Bilmediğini, bilmem, demekte ilimdir 
  17. Bileceksin, söyleyeceksin, yapacaksın. Böyle olan kamildir.
  18. Yazılmış eser, okumuş evlat, öldükten sonra sahibi için, hayra çalışan en iyi vasıtadır.
  19. Alime hürmet et. Dili, dini ve rengi ne olursa olsun.
  20. Cehalet ve vahşetten, ilim ile kurtulunur.
Kaynak: Öğren ve Öğret, Musin Yalçınkaya ve Muhtelif Kaynaklardan alınmıştır.

23 Haziran 2013 Pazar

0098- Efendiler

Efendiler, 
Avrupa'nın ilerlemesine, yükselmesine ve medeniyetleşmesine karşılık
Türkiye, tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.
Artık, vaziyeti düzeltmek için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak,
Bütün işleri
Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi, bir takım zihniyetler belirdi.
Halbuki,
hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla
yükselebilsin.
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.

Mustafa Kemal Atatürk


0097- ( 10 ) Sadık Dostunuzun 10 Ricası (Örneğin, Evcil Köğeğiniz)


  1. Benim hayatım 10 ile 15 yıl sürer. Sizden her ayrılışım bana acı verir. Beni almadan önce bunu düşünün. 
  2. Bana, sizin benden istediklerinizi anlayabileceğim, makul bir süre verir misiniz?
  3. Benim içimde, güven duygusu uyandırmaya çalışır mısınız... Beni yaşatan en önemli duygu budur.
  4. Bana, hiç bir zaman uzun süreli darılmayın ve beni cezalandırmak için bir yere kapatmayın. Unutmayın ki, sizin hayatınızda iş, eğlence ve dostlarınız var. Benim hayatımda sadece siz varsınız.
  5. Arada sırada benimle konuşur musunuz... Sözlerinizi anlamasam bile, bana yöneltilen sesinizi tanırım.
  6. Daima, bana nasıl davranılması gerektiğini bilin. Sizin beden dilinizi hiçbir zaman unutmam.
  7. Bana kızabilirsiniz; ama beni dövmeye karar vermeden önce, aslında, dişlerimle sizin kemiklerinizi unufak edebileceğimi, ancak, asla böyle bir terbiyesizliğe başvurmayacağımı biliniz.
  8. Beni, "isteksiz - tembel - inatçı..." diye azarlamadan önce düşünün; belki, yediğim yemek dokunmuştur, belki, güneşin altında uzun süre kalmışımdır, belki, yorgun ve halsiz düşmüşümdür.
  9. Yaşlandığım zaman, benimle ilgilenin, çünkü bir gün siz de yaşlanacaksınız.
  10. Zor anlarımda yanımda olun; 'benim içim kaldırmaz...' veya 'ben görmeden olsun...' demeyin; çünkü benim için, her şey sizin varlığınızla daha da kolaylaşacaktır.   Size sevgiyle bağlı bir dostunuz.

0095- Herhangi Bir Çalışma Ortamında 3 Tür Eleman Bulunur:

BİRİLERİ, bir şeyleri gerçekleştirmeye çalışırlar.

ÖTEKİLER, bu şeylerin nasıl gerçekleştiğini seyrederler.

DİĞERLERİ ise, bu şeylerin nasıl gerçekleştiğinden habersizdirler.

SİZ HANGİ TÜRDEN SİNİZ?  

0094- ( 1 ) HERTELDEN - Zaman - Jean-Louis Servan Schreiber'den

Zaman

diğer kaynaklardan farklı olarak
alınıp satılamaz, biriktirilemez
başkasından ödünç alınamaz,
başkasına devredilemez,
üretilemez, çoğaltılamaz
ve değiştirilemez.

Ondan sadece yaralanılabilir.

Hiç kullanılamasa da
tükenmeye devam eder.

Yenilenmesi mümkün olmadığından,
bütün kaynakların en değerli olanı
zamandır.

Jean - Louis Servan - Schreiber

0096- ( 1 ) HERTELDEN - Dinle Küçük Adam!

Dinle küçük adam!

Sevgi,
Çalışma ve Bilgi
yaşamımızın
tükenmez kaynaklarıdır.
Öyleyse,
yaşamımızı  
onların yönetmesi gerekir.

Wilhelm Reich

20 Haziran 2013 Perşembe

0093- ( 1 ) HERTELDEN - Gıybet / Şiir / 10

Cehenneme davet eder milleti,
Çağın hastalığı,vebası gıybet.
Dilimize almayalım illeti,
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

İnsanları doğru yoldan azdırır,
En yakın dostuna kuyu kazdırır,
Fitne, fesat sokar düzen bozdurur.
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

Ahbabına yanlış bakan göz olur,
Sevdiğine kızaracak yüz olur.
Felakete götürecek söz olur,
Çağın hastalığı vebası gıybet.

Şeytan gibi etrafında dolaşır,
Aldanırsan emeline ulaşır.
İnsandan insana çabuk bulaşır,
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

Allah düşürmesin felaketine,
Giremezmiş müminin memleketine.
Tadı benziyormuş insan etine,
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

Bütün kötülükler saklı özünde,
Nifak, haram, şer görünür gözünde.
Kur'an-ı Kerim'de, peygamberin sözünde,
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

Okuyan, dinleyen basit görmesin,
Böyle bir salgına fırsat vermesin.
Almayalım aramıza girmesin,
Çağın hastalığı, vebası gıybet.

Kaynak:  Çağın Hastalığı Gıybet, Bekir Akbulut








0092- ( 1 ) HERTELDEN - Gıybeti Tarif Eder misiniz?

Gıybeti tarif ederken, kaynağından tarif etmeliyiz, yani hadis ve ayetlere dayanmalıdır. Hadis ve ayetlere dayanmayan tarifler manasız ve anlamsızdır. Nasıl ki, suyu kaynağından içmezsek lezzetini alamayız ve doyamayız, bundan dolayı başvuracağımız hadisler ve Kur'anı-ı Kerim'dir. Hadis deyince, Allah'ın Resulü Peygamber Efendimiz  aklımıza gelmektedir.

Eğer, Allah Resulu  yaratılmasaydı, onsekizbin alem yaratılmayacaktı, çünkü, kutsi hadiste, "Ya Habibim, seni yaratmasaydım, alemleri yaratmazdım", buyuruyor, Cenab-ı Allah. Bu vesile ile Allah Resulü  Efendimizi çokça anmalıyız. Çünkü bizim onu anmaya, anlamaya ve çok sevmeye ihtiyacımız var. Eğer, onu kısmen de olsa acizane anlatmadan geçersek, vefasızlık ve nankörlük olur. O, insanlığın ilacı, çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesidir, yetimlerin sahibidir, merhamet ve şefkat kaynağıdır, dertlerimiz onu anladığımızda hafifler, kalplerimiz huzura erer.Yaralarımız ve hastalıklarımız o, anıldığında diner ve Allah'ın izni ile şifa bulur. (İki cihan serveri Peygamber Efendimiz  in suretini ve siretini kitabımızın 2. bölümünde genişce ele alıp, hayatı ile ilgili anlatmaya çalışacağız.) Allah cümlemizi şefaatine nail eylesin.

Şimdi gözümüzü ve gönlümüzü kulaklarımızı açalım, çağın manevi hastalığı ve kalp hastalığı olan gıybeti Allah Resulu  Efendimizin nasıl tarif ettiğine bakalım.


Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz? (Allah ve Resulu daha iyi bilir, dediler) Bunun üzerine; Birinizin kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır, açıklamasını yaptı. (Orada bulunan bir adam; 'Ya benim söylediğim onda varsa, buda mı gıybettir?' Diye sordu.) Aleyhisselatü vesselem; Eğer söylediğin, onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa, birde bühtanda (iftirada) bulundun demektedir."

Değerli okuyucular, bu hadisin açıklamasını, görüldüğü üzere, Resulullah, gıybet, hakkında konuşulan kimse işittiği takdirde hoşlanmayacağı bir vasfı ile, onu anmak olarak tarif etmektedir. Bu vasfın onda olması suçu hafifletmiyor, olmaması, gıybetten de büyük olan iftirayı teşkil etmektedir. Ulemanın gıybetle ilgili sunduğu tarifler, aslını bu tariften almış olmalıdır.

"Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın.) Kiminiz, kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin).  Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir."(Hucurat Suresi, Ayet-12)

Kaynak:  Çağın Hastalığı Gıybet, Bekir Akbulut







0091- ( 1 ) HERTELDEN - Ey Ulu Tanrı, Norman Cousins'dan

Ey Ulu Tanrı, ey bütün milletlerin ve bütün insanların Tanrısı, dimağlarımızı ve kalplerimizi aç, ki bize dünyada biricik ırkın, yaşayanların ırkı olduğunu söyleyen hakikati anlayabilelim. Bize ilahi yardımını esirgeme, ki bütün memleketlerin ve bütün renklerin insanlarını soyluluk ve saygınlık çerçevesi içinde birleştirebilelim.

Bize yardım et, ki dünyadaki bu hayatımıza bütün zamanlarımızı çalışma, barış ve terakki uğrunda sarfedebilelim.

Bize öyle bir anlayış ver, ki iyiyi kötüden ayırabilelim ve o kuvvet ve cesareti ver, ki iyiyi kuvvetlendirip, kötüyü mahvedebilelim.

Bize öyle bir sağgörü ihsan eyle, ki bir insan olarak cehalet yerine bilginin, yalan yerine doğrunun, korku yerine ümidin beslediği, ortak bir inancın vakar ve gerçekliğini öğrenebilelim.

Ey Ulu Tanrı, bize üzerinde yaşadığımız dünyanın, müşterek bir toprak olduğunu söyleyebilecek  o yüksek zekadan ver ve  bu toprak üzerinde ebedi hürriyetin bir vatanını kurmak için, bize niyet ve görüş birliği ihsan eyle!

Kaynak:  İnsanlığın Kurtuluşu, Hendrik Willem Van Loon