Powered By Blogger

20 Haziran 2013 Perşembe

0092- ( 1 ) HERTELDEN - Gıybeti Tarif Eder misiniz?

Gıybeti tarif ederken, kaynağından tarif etmeliyiz, yani hadis ve ayetlere dayanmalıdır. Hadis ve ayetlere dayanmayan tarifler manasız ve anlamsızdır. Nasıl ki, suyu kaynağından içmezsek lezzetini alamayız ve doyamayız, bundan dolayı başvuracağımız hadisler ve Kur'anı-ı Kerim'dir. Hadis deyince, Allah'ın Resulü Peygamber Efendimiz  aklımıza gelmektedir.

Eğer, Allah Resulu  yaratılmasaydı, onsekizbin alem yaratılmayacaktı, çünkü, kutsi hadiste, "Ya Habibim, seni yaratmasaydım, alemleri yaratmazdım", buyuruyor, Cenab-ı Allah. Bu vesile ile Allah Resulü  Efendimizi çokça anmalıyız. Çünkü bizim onu anmaya, anlamaya ve çok sevmeye ihtiyacımız var. Eğer, onu kısmen de olsa acizane anlatmadan geçersek, vefasızlık ve nankörlük olur. O, insanlığın ilacı, çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesidir, yetimlerin sahibidir, merhamet ve şefkat kaynağıdır, dertlerimiz onu anladığımızda hafifler, kalplerimiz huzura erer.Yaralarımız ve hastalıklarımız o, anıldığında diner ve Allah'ın izni ile şifa bulur. (İki cihan serveri Peygamber Efendimiz  in suretini ve siretini kitabımızın 2. bölümünde genişce ele alıp, hayatı ile ilgili anlatmaya çalışacağız.) Allah cümlemizi şefaatine nail eylesin.

Şimdi gözümüzü ve gönlümüzü kulaklarımızı açalım, çağın manevi hastalığı ve kalp hastalığı olan gıybeti Allah Resulu  Efendimizin nasıl tarif ettiğine bakalım.


Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz? (Allah ve Resulu daha iyi bilir, dediler) Bunun üzerine; Birinizin kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır, açıklamasını yaptı. (Orada bulunan bir adam; 'Ya benim söylediğim onda varsa, buda mı gıybettir?' Diye sordu.) Aleyhisselatü vesselem; Eğer söylediğin, onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa, birde bühtanda (iftirada) bulundun demektedir."

Değerli okuyucular, bu hadisin açıklamasını, görüldüğü üzere, Resulullah, gıybet, hakkında konuşulan kimse işittiği takdirde hoşlanmayacağı bir vasfı ile, onu anmak olarak tarif etmektedir. Bu vasfın onda olması suçu hafifletmiyor, olmaması, gıybetten de büyük olan iftirayı teşkil etmektedir. Ulemanın gıybetle ilgili sunduğu tarifler, aslını bu tariften almış olmalıdır.

"Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın.) Kiminiz, kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin).  Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir."(Hucurat Suresi, Ayet-12)

Kaynak:  Çağın Hastalığı Gıybet, Bekir Akbulut







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder